16 Haziran 2017 Cuma

Düşünceleri boğar mı insanı ?
Ben boğuluyorum , gerçekten boğuluyorum.
Böyle nefes alamıyorum sanki .
Beynim bataklık gibi
Düşünceler beni dibe çektikçe çekiyor nefes alamıyorum.
Beynim ağrıyor .
Düşüncelerin ağırlığından nefes alamıyorum belki de , bilmiyorum.
Gerçekten şuan hiçbir şey bilmiyormuş gibi hissediyorum .
Belki de gerçek bu , bilmiyorum .
Tek bildiğim ben şuan boğuluyorum .
İçten içe  , kimseler farketmiyor ama boğuluyorum .
Düşüncelerimde boğuldum hemde defalarca kimse farketmeden

3 Mayıs 2017 Çarşamba

Bazı anlar umudun varlığıda yetmiyor insana . En sevdiğinin acısını yüreğinde hissetmek çok zor . Ben üzüleyim onun yerine diyorsun, onun sesindeki hüzün paramparça ediyor seni . En çok sevdiğinin acısı acıtıyor insanın canını , onun o üzüntülü sesi  . Kelimelere dökmek zor , kelimeler yetmez anlatmaya ancak yüreğinde hisettiğinde anlarsın bu yazdıklarımı . Bu da bi imtihan biliyor insan ama yinede dayanamıyor . Acısını hissediyor belki ondan daha çok üzülüyorsun ve yapacak hiçbir şeyin yok , işte bu çaresizlik . Ağlayamıyorum kalbim acıyor ama ağlayıp rahatlayamıyorum başkaları gibi . Dertliyken daha çok dua ediyor insan ,mutlu anlarda şükretmiyoruz yeterince. Bu günlerin bu yüreğimdeki acının en yakın zamanda geçmesini dilemekten başka yapacak bir şeyim yok . Ama en acı verende üzüntüsüyle kahrolduğum kişi üzülmeye devam ediyor , annem . Anneler üzülmese onların yerinede biz üzülsek olmaz mı ? Annelerin babaların mutlu olduğu zamanların kıymetini bilmek gerek , onların üzüntüsü yaşadığım tüm sıkıntılara bedel daha acı ...
Bu günlerimin ve bu günleri yaşayan herkesin bir an önce atlatması için dua edin lütfen ,tabi okuyan varsa , ve eğer şuan mutluysanız bol bol şükredin

27 Mart 2017 Pazartesi

İnsanlar ne ara bu kadar körleşti,duyarsızlaştı?  Başkasının acısını kendi acısı yerine koyan , üzülen , dertlenen o topluma ne oldu ?
O birlik beraberlik nerede ?
Ah o eski günler dedirtiyo bana , 18 yaşımda hayat . O güzel kalplere ne oldu ?
Biri söylesin o kalpler neden karardı ?
Hani elinden geleni yapan , dertlere çare arayan o güzel insanlara ne oldu ?
Hiç mi kalmadı ?
Hiç mi umut yok ?
Hani hep okuruz , karşımıza çıkar " o güzel insanlar , o güzel atlarina binip gittiler " gittiler mi sahiden ?
Hiç umut yoksa biz umut olacağız o vakit .
Biz o kalbi güzel insanlar olacağız.
Biz duyarlı olacağız !
Yok öyle dünya kötü , insanlar kötü diyip susmak . Bir insan bir umuttur,  bir insan her şeyi değiştirebilir . Bir insan bir güneş gibi doğup karanlığı dağıtabilir .
Bir insan aydınlık günleri getirebilir .
O insan benim , o güneş benim !
O insan sensin , o güneş sensin !
Biz yarınlara açılan kapıyız ve aydınlığı getirecek olan bizleriz.

8 Mart 2017 Çarşamba

Bu kadar kırılgan olmaktan nefret ediyorum . Hiç tanımadığım, benim hakkımda hiçbir fikri olmayan bir kişinin bile belki de benim kırilacağımdan haberi yok kötü niyeti yok belki ama ...
Dışarıdan sert , vurdumduymaz görünüyorum belki ama içimde ne kadar kırılgan olduğumu ben biliyorum .
Ufacık bir kişi ömrüm boyunca görmediğim görmeyeceğim bir kişinin sözü bile beni üzmeye yetiyor . İnsanlara hatalarını uygun bir dille gösterin . Gerçeği anlatmanın binlerce güzel yolu var . En kötüsüde ne biliyor musunuz ?  Sizi üzen kişiye kızamıyorsun üstüne böyle gereksiz bir şeye üzüldüğün için kendine kızıyorsun , işte bu çok kötü .
Ah ah can çıkarda huy çıkar mı ?
Bir gün çıkar umarım yoksa ömrüm üzülerek , üzüldüğümü gizleyerek geçecek .
Keşke bunu değiştirmek elimizde , elimde olsa .
Keşke ...

2 Mart 2017 Perşembe

Bu sene çok ölen oldu . Hem sevindim daha fazla acı çekmedikleri için hem de üzüldüm işte .Kabullenemedim öldüklerini ama öldüler . İnsan büyüdükçe daha da bağlanıyor insanlara . Düşünüyorum da şuan sevmediğim birisi ölse onada üzülürüm. Ölen tek başına ölmüyor ki ...
Annesi , babası , eşi ...
Herkes ölüyor ama işin ilginç yanı da bu ya , ölüm geldiğinde üzülmekten kendimizi alıkoyamıyoruz. Yaşayanlar bir çok kez ölüyor .Ateş düştüğü yeri yakıyor ben ne kadar , biz ne kadar üzülsekde.
Ve ölüm her uğrayışında mahallemize, okulumuza hatırlatıyor kendini .
Diyor ki ;senin de kapını çalacağım , hazırlan !
Yalnızlık , aradığını bulamayışındır.
Yalnızlık , varlık içinde yokluktur.
Birine ihtiyacım var benimle saatlerce susacak. Nefesini duyabileceğim biri ...
Ama yok .
Sis ...
İçimdekinin ne olduğunu anladım .
İçimde bir sis var .
Gerçekten var eğer benim hissettiklerimi sizde hissediyorsanız sizdede var .
Bu bir his bulutu .
Hepimiz acılar geçiriyoruz ya da geçirdiğimizi sanıyoruz . Küçümsediğimiz o acılar aslında geçmiyor sadece saklanıyor , görünmüyor. Bizimde işimize geliyor doğrusu çünkü böylesi daha kolay .
Yoksa kim mutlu olurdu ?
Sahiden size de oluyor mu ?
Böyle birden içinizde tarifi olmayan bir şeyler böyle sizi sıkıyor boğuyor resmen .
O hissin tarifi yok , adı yok . Kendine bile anlatamıyorsun o anı. İşte o zaman  acılar bir sis bulutu oluyor içimizde , her taraftan gelip birleşiyorlar . Tek başlarına değerleri yok ama birleştiklerinde...
Sanki araba sürüyorsun sisin içinde , önünü göremiyorsun. İşte bizde o anlar yaşıyoruz ama önümüzü göremiyoruz çünkü acılar dört bir yanda .
İşte ben o yüzden içimdekine sis diyorum artık . İçimdeki sisle yaşamaya çalışıyorum sizin gibi .

28 Şubat 2017 Salı

Kehf 27'de yazdığı gibi ,
Allah'tan başka sığınacak kimseyi bulamayız.  Bir an gelir yapayalnız hissederiz. İşte o an tek bir kişinin varlığını hissederiz o da Allah . Çok şükür hissediyoruz , güveniyoruz , inanıyoruz yoksa sanmıyorum bu anların geçebileceğini. Etrafında bir sürü insan olması demek değil ki sen yalnız değilsin .
Yalnızlık farklı bir şey ya ...
Tam olarak tanımlanmıyor.
Aslında yalnızlık içimizde , hep orada sadece üzeri örtülüyor başka hislerle.
Bekliyor bekliyor ve ansızın çıktığında  bize unuttuğumuz gerçeği farkettiriyor .
Yalnızlığımızı farkettiriyor .
Acı bir tebessümle belki
Belki dalga geçer gibi
Diyor ki kaldık mı yine baş başa .

10 Şubat 2017 Cuma

Kendimizi sevmeliyiz !
Bildiğim bir şeyi farkettim bugün .
Ben kendimi sevmiyordum hep eksiklerimi görüyordum peki ben bunu ne cürretle yapıyordum?  Küçük bir saç telini yaratmaktan acizken ben nasıl Allah'ın yarattığı beni sevmiyordum , beğenmiyordum.Benim yaratmaya gücüm yokken ben nasıl kendimi sevmiyordum.
Hayır ,sevmeyince değişsem bir şey değil .
Ben hâla aynı ben .
Kendimi sevmedikçe tek yaptığım şey kendimi üzmekti . Ben kendimi neden üzüyorum ki ? Bugüne kadar kendimi üzdüm durdum . Hep şuram eğri buram çirkin ... Kendimle düşman oldum . Bugün kendimi sevmeye başlıyorum , bugün kusurlarımı sevmeye başlıyorum.  Belki ben kendimi severken birisi bana bakıp "şuna bak ya bu,  bu kusurlarla nasıl yaşıyor? " diye içinden geçirecek . Umrumda değil ! Bir kere geliyoruz bu hayata ve ben hayatımı kendimi üzerek başkalarının dediklerini ,düşüneceklerini düşünerek geçirecek değilim . Mutlu olabildiğim kadar mutlu olacağım ve mutlu edebildiğim kadar mutlu edeceğim . Kusurlarımız bizi farklı kılan hediyeler aslında . Ve kusurlarımızı güzel - çirkin diye adlandırıp bizi buna inandıran kesime inat diyorum ki : Kusurlarım beni ben yapar ve ben onları çok seviyorum ! Kendimi çok seviyorum !
Sizin güzel - çirkin ayrımınızı kabul etmiyorum . Ve birilerine göre değil kendime göre yaşıyorum bu hayatı . Sizin doğrularınız sizin olsun , ben kendi doğrularımı kendim yazacağım .
Her yeni gün yeni şeyleri öğreniyor farkediyoruz ve ben bugün kendimi sevmeyi öğrendim .
Kendimi çok seviyorum!

8 Şubat 2017 Çarşamba

Mutlu anları hatırlayalım,  mutsuz anları değil . Mutlu olalım , mutlu kalalım ve mutlu edelim etrafımızı. Gerçek bir gülümseme yerleştirelim yüzümüze. Parlasın , metrelerce öteden görülsün,  hissedilsin. Saçalım etrafımıza mutluluğumuzu.  Biz mutlu olalım ki mutlu edelim insanları.  Güzel şeyleri hatırlayalım kötü anıları unutalım , hatırlayıp üzülmeyelim. Biz mutlu olmayı hakediyoruz,  mutlu olmalıyız . Bırakın kötü anılara sebebiyet veren insanları kendi kötülüklerinde boğulsun . Şayet boğulacaksak bir gün mutluluktan olsun .
Ölürken bile mutlu ölelim ;yaşadım , mutlu oldum ,mutlu ettim diyelim . Kötülük bataklık gibidir ;kötü anıları düşünmek , kötü insanları kafaya takmak bile bizi kirletir,  aşağı çeker . O yüzden mutlu anları hatırlayalım  ve mutlu olalım . Gülümseyelim dünyadaki tüm kötülüklere inat , gülümseyelim bizi üzmek isteyenlere inat ve gülümseyelim güzelliklere...
Gülümsememiz bir umut olsun insanlık için . En içten duygularla gülümseyelim ki şu dünyada yaşanabilir olsun .
Gülümsemelerimizin herkese bir umut olması dileğiyle ...

1 Şubat 2017 Çarşamba

Kabullenmek gerek ki sevginin ölçütü yok .
Kimi belli etmeden  kimi göstere göstere sever. Kimi değer verdiğin şeylere değer vererek sever , kimi kendi değer verdiği şeylerle sever . Sevginin ölçütü yok .
Az ya da çok kimse bilemez. Annene duyduğun sevgi ayrı ; babana , abine duyduğun sevgi ayrıdır . En çok hangisini seviyorsun sorusu cevapsızdır çünkü herkese duyulan sevgi ayrıdır .
Dünyada milyarlarca insan varken ve bu insanlar birbirlerinden farklıyken tek bir sevme şekli olabilir mi ? Tabiki de hayır .
Herkes farklı sever ama sever . Kimin kimi ne kadar sevdiğini kimse bilemez .
Kimi bağrına basar severken kimi bir tebessüm eder sadece . Kimi bayramdan bayrama sarılırken kimi her gün sarılarak .
Herkes farklı sever .
Büyüdükçe yavaş yavaş anlaşılıyormuş.
Ama hangi sevme şekli doğru orası muamma .
Zaten söyle bi düşününce çevremizi,  arkadaştan arkadaşa sevme şekli de değişiyor .
Yani ; herkes herkesi farklı seviyor

23 Ocak 2017 Pazartesi

İnsan hep bir arayış içindedir.
Ve hep biraz eksik .
Bu his yalnızlık değil , eksiklik .
Belki de yalnızlıkda bir eksiklik .
Bilmiyorum .
Bilmemekte bir eksiklik .
Aslında her zaman eksiğiz , belki de .
Bilmiyorum .
Tek bildiğim ben şuan eksiğim .
Hissettiğim şey tam olarak bu .
Ya da belki de ben bu hisle doğdum .
Ruhumdaki eksiklikle.
Bazıları eksik doğuyor belki. 
Bilmiyorum .
Ama bir elmayı iki parçaya ayırdığınızda ve tekrar birleştirdiğinizde,  tam olmuyor .
Eskisi gibi olmuyor .
Belki de geçmişimde bi şeyler beni eksik bıraktı , ben farketmeden . 
Hatırlamıyorum. 
Ya da benim küçük gördüğüm şeyler, ruhumda derin izler bırakmış. 
Bilmiyorum .
Birgün tam olur muyum ?
Ama şuan eksiğim .

18 Ocak 2017 Çarşamba

Üzüldüğümüz bi şeyler oluyor . Eğer kin tutamıyorsanız unutuyorsunuz . Sizi üzen kişileri , olayların bir kısmını ...
Ama acısı kalıyor . Belki ilk günki kadar taze değil ama kalıyor . Affedince sizin ruhunuzdaki yaralar , kalbininizdeki kırgınlıklar  geçmiyor . O yaralar orada duruyor , sızlıyor.  Dikişler eski haline döndürmüyor,  izi kalıyor . Yaşamak yara almak ve yara açmaktır . Ve birine değer vermek , eline bir bıçak vermekle eşdeğerdir. Değer verdiğiniz ölçüde yara açar sizde . Kimileri yara açar , kimileri yara alır . Yaraya merhem olanlarla hiç karşılaşmadım daha . Sahiden iyileştirebiliyorlar  mı ? Her yeni yıla biraz daha yaralı giriyoruz . Yara almak bizi güçlendiriyor ama geçmeyecek izler bırakıyor ruhumuzda.  Size oluyor mu bilmiyorum ama bana oluyor . Birden mutsuzluk çöker üzerime ya da basit bir şeyi içimde çok büyütür,  üzülürüm.  
Yaralar içinde biz .
Ne kadar biz kaldıysa artık .

14 Ocak 2017 Cumartesi

Hayat yine de yaşamaya değer...
Evet çok zor şeyler oluyor , çok üzülüyoruz bazen katlanamayacak hale geliyoruz .
Bizi üzen bir çok şey var ama şunu farkettim ki bizi en çok biz üzüyoruz. 
Bu o kadar kötü ki ...
Başkalarını görmezden gelebiliriz , onları dikkate almayabiliriz .
Onlar bizi çok fazla etkileyemez ki zaten onlar bizim değer verdiğimiz kadarlar.
Onlar bizi üzemez. 
Bizi asıl üzen biziz  , insan en çok kendini dikkate alıyor .
Ve kendimizi üzdükçe belki de ufacık olan bi sorun koskocaman oluyor .
Bunu yapmayalım , bunu yapmamalıyım. 
Ben kendimi o kadar çok üzüyordum ki , ne kadar yanlış yaptığımı şimdi farkedebildim ve haftalar, günler, saatler kendimi üzerek geçti  . Giden zaman geri gelmiyor .
O yüzden önce kendimizi affedelim çünkü geçmiş geçti artık , geri getiremeyiz ama bugün şuan bizim elimizde. 
Ve sonra başkalarını affedelim ,kırgınlıklar bitsin artık .
Başkalarını üzmemek için kendimizi üzmekten de vazgeçelim çünkü biz ne kadar mutluysak etrafımızı o kadar mutlu edebiliriz . Kendimizde olmayan bir şeyi nasıl başkalarına verebiliriz ki ?  
Üzmeyelim artık kendimizi. 
Ve unutmayalım ki yaşanacak çok güzel günler var .

8 Ocak 2017 Pazar

İyileşmek için tek yapmamız gereken O 'na dönmek aslında . Allah diyor ki :
Rabbin sana darılmadı ve seni terk etmedi .
Bu ayet nasıl şifa vermez ruhumuza?
Dua etmekten vazgeçtikçe Allah' dan uzaklaştıkça ruhumuz hastalanıyor.
Oysa ki yasin -i şerifte " ol der ve olur " demiyor mu ?
Allah'dan başka kimseye ihtiyacımız yok , kimsemizde yok zaten.
Her şey düzelecek Allah'ın izniyle .

7 Ocak 2017 Cumartesi


              Büyük bir ?
   Boş bir sayfaya yazı yazdıkça onu kirletiyoruz esasında . Lekeleniyor .
Düşüncelerimiz mürekkep , elimiz kalem .
Yazdıkça kirletirken sayfayı biz neden temizlenmiyoruz?
Düşünceler akıp giderken usulca parmaklardan neden boşalmıyor bu kafa ?
Düşünceler neden bir kuş gibi kanat çırpıp uçmuyor?
Bu sorular neden cevapsız ?
Soru işaretleri var kafamda ,cevaplayamadığım .

İçimize o kadar şey atıyoruz ki ...
Nefes alamıyorum bazen .
Boşaltmak istiyorum , içimi dökmek istiyorum , anlatmak istiyorum. 
Anlatamıyorum .
Anlatmak da istiyor muyum , emin de değilim doğrusu . 
Anlatacak birini bulamadığında , kelimeler bir bir dökülüyor parmaklarımdan. 
Anlatamıyorum , anlamıyorlar .
Kelimeler dolaşıyor zihnimde , kendi kendime anlatıyorum .
Sabrediyorum ama bi an geliyor diyorum ki kendime " Ben bu kadar kötü biri miyim ? Neden ? " 
Bir karamsarlık rüzgarı esiyor dört bir yanımda . Ve acı gerçeği farkediyorum : Ben kötü biriyim .
Bu gerçekle yüzleşmek kolay değil ; tüm vücuduna iğneler batıyor sanki , bir tokat gibi vuruyor gerçekleri hayat . 
Anlatamamak , içine atmak , susmak ...
Acı çektikçe susmak ...
Kelimeler dindirmiyor acıyı , bitirmiyor .
Sadece gözler önüne seriyor .
Alışıyorsun yavaş yavaş ;ihtimallere ,umutlara sığınıyorsun. 
Belki diyorsun belki bir gün ...
İçine atmak en kötüsü belki de .
İçinde birikiyor kelimeler .
Güzel şeyler yazmak , umut dolu şeyler yazmak isterdim .
NOT: İçimdeki umutları yeşertecek, umut dolu bir mesaj bekliyorum eğer yazılarımı okuyan biri var ise .