27 Mart 2017 Pazartesi

İnsanlar ne ara bu kadar körleşti,duyarsızlaştı?  Başkasının acısını kendi acısı yerine koyan , üzülen , dertlenen o topluma ne oldu ?
O birlik beraberlik nerede ?
Ah o eski günler dedirtiyo bana , 18 yaşımda hayat . O güzel kalplere ne oldu ?
Biri söylesin o kalpler neden karardı ?
Hani elinden geleni yapan , dertlere çare arayan o güzel insanlara ne oldu ?
Hiç mi kalmadı ?
Hiç mi umut yok ?
Hani hep okuruz , karşımıza çıkar " o güzel insanlar , o güzel atlarina binip gittiler " gittiler mi sahiden ?
Hiç umut yoksa biz umut olacağız o vakit .
Biz o kalbi güzel insanlar olacağız.
Biz duyarlı olacağız !
Yok öyle dünya kötü , insanlar kötü diyip susmak . Bir insan bir umuttur,  bir insan her şeyi değiştirebilir . Bir insan bir güneş gibi doğup karanlığı dağıtabilir .
Bir insan aydınlık günleri getirebilir .
O insan benim , o güneş benim !
O insan sensin , o güneş sensin !
Biz yarınlara açılan kapıyız ve aydınlığı getirecek olan bizleriz.

8 Mart 2017 Çarşamba

Bu kadar kırılgan olmaktan nefret ediyorum . Hiç tanımadığım, benim hakkımda hiçbir fikri olmayan bir kişinin bile belki de benim kırilacağımdan haberi yok kötü niyeti yok belki ama ...
Dışarıdan sert , vurdumduymaz görünüyorum belki ama içimde ne kadar kırılgan olduğumu ben biliyorum .
Ufacık bir kişi ömrüm boyunca görmediğim görmeyeceğim bir kişinin sözü bile beni üzmeye yetiyor . İnsanlara hatalarını uygun bir dille gösterin . Gerçeği anlatmanın binlerce güzel yolu var . En kötüsüde ne biliyor musunuz ?  Sizi üzen kişiye kızamıyorsun üstüne böyle gereksiz bir şeye üzüldüğün için kendine kızıyorsun , işte bu çok kötü .
Ah ah can çıkarda huy çıkar mı ?
Bir gün çıkar umarım yoksa ömrüm üzülerek , üzüldüğümü gizleyerek geçecek .
Keşke bunu değiştirmek elimizde , elimde olsa .
Keşke ...

2 Mart 2017 Perşembe

Bu sene çok ölen oldu . Hem sevindim daha fazla acı çekmedikleri için hem de üzüldüm işte .Kabullenemedim öldüklerini ama öldüler . İnsan büyüdükçe daha da bağlanıyor insanlara . Düşünüyorum da şuan sevmediğim birisi ölse onada üzülürüm. Ölen tek başına ölmüyor ki ...
Annesi , babası , eşi ...
Herkes ölüyor ama işin ilginç yanı da bu ya , ölüm geldiğinde üzülmekten kendimizi alıkoyamıyoruz. Yaşayanlar bir çok kez ölüyor .Ateş düştüğü yeri yakıyor ben ne kadar , biz ne kadar üzülsekde.
Ve ölüm her uğrayışında mahallemize, okulumuza hatırlatıyor kendini .
Diyor ki ;senin de kapını çalacağım , hazırlan !
Yalnızlık , aradığını bulamayışındır.
Yalnızlık , varlık içinde yokluktur.
Birine ihtiyacım var benimle saatlerce susacak. Nefesini duyabileceğim biri ...
Ama yok .
Sis ...
İçimdekinin ne olduğunu anladım .
İçimde bir sis var .
Gerçekten var eğer benim hissettiklerimi sizde hissediyorsanız sizdede var .
Bu bir his bulutu .
Hepimiz acılar geçiriyoruz ya da geçirdiğimizi sanıyoruz . Küçümsediğimiz o acılar aslında geçmiyor sadece saklanıyor , görünmüyor. Bizimde işimize geliyor doğrusu çünkü böylesi daha kolay .
Yoksa kim mutlu olurdu ?
Sahiden size de oluyor mu ?
Böyle birden içinizde tarifi olmayan bir şeyler böyle sizi sıkıyor boğuyor resmen .
O hissin tarifi yok , adı yok . Kendine bile anlatamıyorsun o anı. İşte o zaman  acılar bir sis bulutu oluyor içimizde , her taraftan gelip birleşiyorlar . Tek başlarına değerleri yok ama birleştiklerinde...
Sanki araba sürüyorsun sisin içinde , önünü göremiyorsun. İşte bizde o anlar yaşıyoruz ama önümüzü göremiyoruz çünkü acılar dört bir yanda .
İşte ben o yüzden içimdekine sis diyorum artık . İçimdeki sisle yaşamaya çalışıyorum sizin gibi .